Tag Archives: FİGEN ŞAKACI

Acıların Üstünü Örtmeyen İronik Açı – Figen Şakacı

Figen Şakacı’nın uzun hikâyesi Bitirgen, çocuklarla büyüklerin dünyası arasındaki uçurumun, gelgitin, iletişimsizliğin yetişme çağındakiler için nasıl da acı deneyimlere neden olduğunu, bu dönemin nice düş kırıklıkları ve yara berelerler atlatıldığını (belki atlatılamayıp izler kaldığını) sızılı ama ironik bir dille anlatıyor. Babasının kendisine “Bitirgen” diye seslendiği kız çocuğu (“bitirgen” küçük, tatlı bir kayısı türü) ‘büyüme’ dediğimiz bu zorlu süreçte başına gelenleri, gözlemlediklerini, anladıklarını ve anlamadıklarını büyük bir içtenlikle günlüğüne aktarıyor.

Yetişkinlerin dünyasındaki renksizlik şaşkınlık yaratırken, büyüklerin ikiyüzlülüğü Bitirgen’in tiksinmesine yol açıyor. Bunların yanı sıra büyüklerin dünyasından büsbütün ayrı da değil; bir yandan büyümeye başladığı için onların dünyasına ilk ürkek adımlarını atmış durumda. Büyüklere özenip yapıp ettiklerindeki saçmalığı, ilk anda değilse bile yazarken görebilecek kadar o dünyaya mesafeli olduğunu da belirtmek gerek. Bitirgen’in ironisi bu mesafenin kısalıp uzamasından kaynaklanıyor çoğu kez. Büyüklere öykünmekte olduğunu satır aralarında hissettiğimiz, onların sesinin çınladığı cümlelerin hemen ardından yetişkinlerde pek görülmeyecek kadar saf biçimde kendi hatasını itiraf edebiliyor örneğin. Büyüklerden işittiklerinin doğruluğundan kuşku duymuyor çoğu zaman, ama onların söylediklerinin kendi dünyasında karşılığı olmadığında (ya da işine gelmediğinde) büyüklerden öğrendiklerini eğip bükebiliyor da. Yine de, büyüklerin dünyasına ne kadar yaklaşırsa yaklaşsın, onların çelişkileri karşısında çaresiz hissediyor kendisini. Sürekli dürüst olmanın erdemlerinden söz edilirken Bitirgen’in aklından geçenleri dürüstçe ifade edişinin ayıplanmasına bir anlam veremiyor.

Büyüklerle arasındaki dil sorununun da farkında aslında. Bu nedenle kendince bir dil yaratıp bu dilin konuşulduğu yeni bir dünya hayal ediyor. Bu yeni dünyaya ancak seçtiği insanlar, onun dilini öğrenerek girebileceklerdir. Dil ve hayal gücü aracılığında oluşturduğu savunma hattı çoğu zaman iş görüyor; anlayamadığı, sürekli bozguna uğradığı yetişkinlerinin dünyasının dışındaki bu “Bilinmeyenler Ülkesi”nin varlığı bile ona güç veriyor. O dünyada yaşananlar hayal gibidir bu “Bilinmeyenler Ülkesi”nde; öyleyse orada olanlar için üzülmesi gerekmiyordur. Ne var ki öbür dünya çok büyük ve kapsayıcı olduğundan kendi ülkesine gidişleri bile sorun olabiliyor kimi zaman.

Başlarda gönül kırıkları, kendini kocaman bir dünyada yapayalnız hissetme, yanlış anlaşılma, küçük düşme gibi sorunlarla baş etmeye çalışırken, büyüklerin dünyası zamanla Bitirgen’e daha devasa sorunlar sunacaktır – belki de uzun yıllar boyunca etkisini duyacağı sıkıntılar. Öte yandan yalnızlık, tek başına kalmışlık hissi öbür bütün sıkıntılara, sorunlara eşlik etmektedir bir yandan. Başına gelenleri paylaşabileceği defterinden başkası yoktur. Kendisini koruyabilmesi için tek silahı, dışarıdaki dünyaya, başkalarına fırlatabildiği tek ok ince alaydır. Kendini de yaralamayı göze alarak bu silahla adımlarını atar büyüklerin dünyasına. Gülmek, gülebilmek en acılı günlerinde ona birazcık nefes alma imkânı sunar.

Son yıllarda çocukların ağzından kaleme alınmış ve büyüklerin dünyasında tersten bakan öykülerde, romanlarda artış var. Bitirgen, anlatıcı-kahramanın bir kız çocuğu olmasıyla onlardan ayrılıyor. Bitirgen sadece çocuk olduğu için değil, kız çocuğu olduğu için yetişkinlerin dünyasıyla iki kere çarpışıyor. Bu çarpışmalardan türeyen özel bir ironisi var hikâyenin. Bu özel ton kız çocuklarının dünyalarının (ve yaşadıkları sıkıntıların, sorunların) farklılığından geliyor. Sanıldığının aksine kız çocuklarının da, (belki kendi başlarına, belki de kendi aralarında) matrak, fırlama bir açı bulup dünyaya oradan bakarak baş etmeye çalıştıklarını, üstelik bu açının acıların üzerine örtmediğini görüyoruz.

Yetişkinlerle çocukların dünyası kadar erkeklerle kadınların dünyası da birbirinden hayli uzak. Bu nedenle Bitirgen, her yaştaki erkek okurlar için farklı bir dünyanın kapısını aralıyor.

(İyi Kitap‘ta yayınlanmıştır.)

1 Yorum

Filed under Kitap